670 sayılı KHK’nın 5. maddesi ile kapatılan kuruluşların devir işlemlerine ilişkin usul ve esasları belirlemeye, vakıflar yönünden Vakıflar Genel Müdürlüğü, diğerleri yönünden Maliye Bakanlığı yetkili kılındı. Devralınan varlıklardan nakit ve diğer hazır değerlerin emanet, diğer varlıkların ise nazım hesaplarda izlenmesi kararlaştırıldı. Nazım hesaplarda izlenen varlıklardan elden çıkarılanların tutarının emanet hesaplarına alınması; ödenmesine karar verilen borçların, bu emanetlerden ödenerek kalan tutarının bütçeye gelir kaydedilmesine hüküm olundu.
674 sayılı KHK’nın 19. maddesiyle Ceza Muhakemeleri Kanunu uyarınca kayyım atanan şirketlerde kayyımların yetkileri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) devredildi. TMSF’nin, kayyım olarak atandığı şirketlerin mevcut halinin sürdürülebilir olmadığını tespit etmesi halinde, bunların varlıklarının satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verebileceği hükme bağlandı. Söz konusu KHK’nın 20’nci maddesinde ise bunların satışından elde edilecek gelirlerin, yargılamanın kesin hükümle sonuçlandırılmasına kadar bir hesapta nemalandırılacağı kaydedildi. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise FETÖ terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olmayan kişilerle gerçek mal veya hizmet ilişkisine dayanması şartıyla, bu şirketlerin geçmiş dönem borçlarının satıştan elde edilecek gelirle ödenebileceği düzenlendi.
675 sayılı KHK’nın 9. maddesiyle terör örgütüyle irtibatlı gerçek veya tüzel kişilerin %50’den az ortaklık payı oldukları şirketlerde de bunların payların yönetimi ve temsili amacıyla TMSF kayyım olarak belirlendi.
677 sayılı KHK’nın 5. maddesiyle daha önce atanmış olan kayyımların yetkileri sona erdirildi ve yönetimleri TMSF’ye devredildi. Aynı gün yayınlanan 678 sayılı KHK’nın 37. maddesi ile TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerde, şirketin doğrudan veya dolaylı borçlarının ödenmesi için öncelikle şirket lehine kefil olan ortak, yönetici veya bunlarla bağlantılı gerçek veya tüzel üçüncü kişilerin malvarlığına müracaat edilmesi kararlaştırıldı. TMSF kefillerin mal varlıklarının da satışı konusunda yetkili kılındı.
680 sayılı KHK’nın 81. maddesiyle Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’da yer alan şirketlerin TMSF’ye devriyle ilgili hükümleri değiştirildi. Bu değişiklikle, bu şirketlerin mali durumunun mevcut halinin sürdürülebilir olmadığının tespit edilmesi durumunda, satış, fesih ve tasfiyesine TMSF’nin ilişkili olduğu Bakan tarafından karar verilebileceği hükme bağlandı.
683 sayılı KHK’nın 7. maddesiyle yapılan düzenleme uyarınca, kayyım atanan şirketlerin sahipleri, ortakları, yönetim kurulu üyeleri, müdürleri ve diğer sorumlu yetkilileri aleyhine kayyımlar tarafından açılmış veya açılacak şahsi sorumluluk davalarında ilgili şirketin genel kurulunca veya yetkili kurulunca eski ortak ve yöneticilere şahsi sorumluluk davası açılmasına yönelik bir karar alınması gerekmeyeceğine hükmedildi. Ayrıca bu şirketlerin soruşturma kapsamındaki şüpheli ortakları ile kayyım tarafından hakkında şahsi sorumluluk davası açılan şirket ortaklarının, soruşturma veya davanın açıldığı tarihten soruşturma, kovuşturma veya davanın kesin hükümle sonuçlandığı tarihe kadar ortaklık hak ve paylarını devir ve temlik etmeleri yasaklandı. Böylece madde kapsamındaki şirket ortaklarına, ortaklık hak ve paylarını devir etme yasağı getirildi ve bu yasak süresince ortaklık hak ve paylarına ait temsil ve idare yetkisinin kayyım olarak TMSF tarafından kullanılacağı düzenlendi.
686 sayılı KHK’nın 4. maddesi ile CMK’nın 133. maddesi uyarınca kayyım atanan şirketlerde, ortaklık pay ve haklarına ilişkin olarak soruşturmanın başladığı tarihten 7 Şubat 2017’ye kadar şirket ortakları tarafından yapılan devir ve temlik işlemlerinin muvazaalı olarak kabul edileceği ve bunların geçersiz sayılacağı hükme bağlandı.
687 sayılı KHK’nın 1. maddesiyle 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 19. maddesine göre terör örgütleriyle bağlantısı ve teröre finansman sağladığı gerekçesiyle müsadere edilen ve TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerin satışından elde edilecek gelirin Hazine’ye irat olarak kaydedilmesi hükme bağlandı. Satış ve tasfiye sürecinde şirket, ortaklık payları ve varlıkların yönetiminin 6758 sayılı Kanunun 19. maddesine göre atanan yöneticiler tarafından yürütülmesine devam edileceği kararlaştırıldı.
690 sayılı KHK’nın 73. maddesiyle Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 19. maddesine eklenen fıkralarla, TMSF’ye devredilen ve Fonunun ilişkili olduğu Bakanın atadığı yöneticiler tarafından yönetilen bir şirketin mevcut halinin gerektirmesi durumunda gerçekleştirilecek varlık ve malvarlığı değeri satışlarına bağlı olarak elde edilen gelirinden borçlar ödendikten sonra kalan tutar, şirket işlerinde kullanılabilir. Böylece bu işlemlerde azınlık hisselerinin sahiplerinin rızasının aranmayacağına karar verildi.
694 sayılı KHK’nın 180. maddesiyle kayyım yetkileri TMSF’ye devredilen veya Fonun kayyım olarak atandığı şirketlerde ilişkili Bakanın onayı ile yeni şirket kurulmasına olanak tanındı. Bu halde şirket ortaklarının yeni şirket kurulmasına ilişkin izin ve muvafakati aranmayacaktır. Kurulacak şirketin sermayesi kayyımların yetkileri TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirket tarafından ayni veya nakdi olarak karşılanacaktır. Yeni kurulan şirkette kayyımlık yetkisi bir mahkeme veya hâkim kararına gerek olmaksızın Fona devredilmiş sayılacaktır.
Yine bu KHK ile TMSF’nin kayyımlık görevini yürüttüğü şirketlerin genel kurullarının yetkilerinin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olunmaksızın Fonun ilişkili olduğu bakan tarafından kullanılabilmesi de sağlandı. Fonun ilişkili olduğu bakanın, bu madde (694 md. 180) kapsamındaki yetkilerini kısmen veya tamamen TMSF Başkanına veya Fon Kuruluna devredebilmesine olanak tanındı.
694 sayılı KHK 195. ve 196. maddeleriyle ile, 678 sayılı KHK’da da değişiklik yaparak TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerde, şirketin doğrudan veya dolaylı borçlarının ödenmesi için öncelikle şirket lehine kefil olan ve şahsi mal varlığı değerlerine kayyım atanmamış ortak, yönetici veya üçüncü gerçek veya tüzel kişilerin mal varlığına müracaat edileceğini hükme bağladı. Fon, bu kapsamda şirket borçlarının ödenmesi ya da şirket sermaye ihtiyacının karşılanmasını teminen öncelikle şahsi mal varlığı değerlerine kayyım atanmamış kefillerin varlıklarına müracaat ederek bunların doğrudan veya ticari ve iktisadi bütünlük yoluyla satılması konusunda yetkili kılındı.
696 sayılı KHK’nın 108. ve 109. maddeleriyle Türk Ticaret Kanunu’na yeni maddeler eklenerek kanunun “ibraz yükümü ve bilgi alma hakkı”na ilişkin hükümlerinde kayyım atanan şirketler için bazı ayrıcalıklar tanındı. Buna göre kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde, kayyımın ilk defa atandığı mali yıl ve öncesinde yapılan iş ve işlemler ile ilgili olarak şirket yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu onay yükümlülüğü olmayacak. Ayrıca olumsuz denetçi görüşü yazılan hallerde yeni bir yönetim kurulu seçilmesi, eski yönetim kurulu üyelerinin yeniden göreve gelebilmesine olanak veren kanun hüküm, kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde kayyımın görevi devam ettiği müddetçe uygulanmayacak.